Ertuğrul Sağlam, ama kadro çürük

Bülent Korkmaz, Samet Aybaba, Güvenç Kurtar ve Ertuğrul Sağlam... İbrahim Yazıcı yönetiminin 17 aya sığdırdığı 4 teknik adam... Bir takımda işler iyi gitmiyorsa ne yapılacak? Yönetim duracak, futbolcular kalacak, antrenör şutlanacak! Bir kulüpten, 16 haftada 3 hoca gelip geçiyorsa ve de yönetimle futbolcular yerinde duruyorsa, bir terslik yok mu işte?

Sakın kimse 'var' demesin, çünkü 'yok!..' Nedeni ise, bu tablo sadece Bursaspor'a özgü değil, Türk futbolunun genel karakteristiği de ondan. Şimdi günün sorusu şu: 3,5 yıllığına imza atan Ertuğrul Sağlam, Bursaspor'da ne yapar? Bir hoca elindeki malzeme kadar sonuç alır. Kaliteli futbolcu başarı, vasat futbolcu ise sıradan sonuç getirir. Yeşil Beyazlı ekip, ilk yarı sonundaki puan envateriyle vasatın altına düşmez ama, mevcut kadrosuyla da asla yukarı yükselemez. Çünkü Sağlam'ın eline verilen takım çürük!

Şüphesiz sorun taze değil; sıkıntının kaynağı sezon başına hatta geçen yılki ara transfer dönemine dayanıyor. Kadroda kazanılması gerekenler kaybedilmiş, gönderilmesi gerekenler ise el bebek gül, bebek edilmiş! Sefer görev emri çıkarılarak sezon başı takıma dahil edilen eski gaziler Krita ve Yusuf ile Marcelinho sakatım diyerek kenara çekilmiş. Bir de Adriano, Leandro ve bıdık Melo gibi hava değişimine gelenler var. Hepsi yoklama kaçağı, arada bulasın! Bildiğim kadarıyla Ertuğrul Sağlam bu kadrodan bir çok ismi erken terhis eder ama ne zamanı var, ne de yönetimin parası! Anlıyacağınız yeni hocamızın dar alanda pozisyon yaratma şansı yok...Tencerede pişirip, kapağında yemek zorunda. Ancak, görüyorum ki imza töreninde daha 'bismillah' bile demeden o da gaza gelmiş durumda; şampiyonluktan söz ediyor! Ağzı bal yesin sevgili hocamızın ama, bu işin o kadar kolay olmadığını herkes gibi o da biliyor. Artık vatanı milleti Sakarya'ya götürüp getirmekle bu işin yürümeyeceğini öğrendi cefakar Bursaspor taraftarı.

Ne yazık ki günümüzde her yeni başlangıç çevreye, işin muhataplarına penbe mektuplar göndermekten geçiyor. Bu camia yıllardır o kadar çok içi boş mektup okudu ki hocam. Olsun sen yine de yaz. Hiç olmazsa 'Adam gibi bir adam' ın mektubunu okuyalım