Avustralya

Oktay Ege Kozak
"Gözün görebildiği kadar geniş vadilerimizi gezin! Yüksek, şanlı dağlarımıza hayran kalın!

Tur rehberiniz Baz Luhrmann’ın Rüzgar Gibi Geçti taklidi klasik bir epik oluşturma rüyasının parçası olun!

Rehberimizin Moulin Rouge’dan kalma hızlı çekimden yavaş çekime 0.2 saniyelik montajıyla dolu rahatsız edici açılışından sonra daha tutarlı ve klasik bir anlatıma yerleşmesini izleyin!

Haklı olarak her fırsatta uzun çekimlerle gözümüze sokulan muhteşem sinematografinin güzelliğinde kaybolun!

Başarılı özel efektleri ve dinamik hareketli sahneleri bekleyin! Özellikle “uçurumun köşesinden sığırları kovalama” sahnesinde ağzınız hayretten açık kalsın!

Ara sıra fazla bariz ve bunaltıcı olmasına rağmen rehberimizin klasik epik yaratma amaçlarına uyan, her notasıyla sonuna kadar orkestral müziğini dinleyin!

Fakat yolculuğunuz boyunca lütfen “Somewhere Over The Rainbow” şarkısının şu veya bu şekilde 50.000 defa çalması yüzünden kulak zarlarınızı paslı bir çivi ile delmekten sakının!

Yazarlarımızın sanki “Epik Film Nasıl Yazılır?” tarzı bir kitap okuduktan sonra noktaları birleştirerek bir araya getirdikleri, fakat en azından türü için yeterli senaryoyu takip edin!

Büyük ihtimalle mesaj olsun diye araya sıkıştırılan, Avustralya yerlisi Aborijinler’in beyazlar tarafından zulmüne yüzeyden bakan alt-konuyu izleyin! Bütün aborijin karakterlerin büyücü olarak tasvir edildiği uygunsuz mistisizme bakın!

(Bu arada aborijinlerin zulmü hakkında düzeyli ve içten bir film izlemek isterseniz Philip Noyce’un Çit filmine göz atın!)

Gelin, gelin, Avustralya’ya gelin! Nicole Kidman ve Hugh Jackman’ın klasik aşk hikayesi altında kurdukları az çok etkileyici kimyası karşısında içinizdeki romantik canlansın!

Nicole Kidman’ın ara sıra Grace Kelly’i hatırlatan güzelliğine hayran kalın!

Hugh Jackman’ın Burt Lancaster’ımsı fiziğine, Gary Cooper’ımsı karizmasına göz atın!

(Fakat yine de bu ikilinin Vivien Leigh ve Clark Gable’la yarışamayacağını da aklınızda tutun!)

İki ayrı filmi bir filme sıkıştıran 160 dakika sırasında uyuya kalmayın! Olur da uyuya kalırsanız heyecanlı bombalama sahnesinde uyanın!

Yine de gelin, Avustralya’ya gelin! Bütün kusurlarına rağmen “böylesi artık yapılmıyor” dedirten klasik epik macerayı izleyin!

Analitik tarafınızı salonun dışında bırakıp hikayeye yüzeyden bakın! Hareketli sahnelerde eğlenin, aşk sahnelerinde içinizi geçirin, duygusal sahnelerde ağlayın! Gelin, gelin, Avustralya’ya gelin!

Dipnot: Diğer yandan Avustralya olmazsa Yeni Zelanda’ya gelseniz de olur. Yüzüklerin Efendisi’ne bir kez daha göz atın, gerçek epik nasıl yapılır görmüş olursunuz."